83 7362 Jandarma Teşkilatı Görev ve Yetkileri Yönetmeliği mülga Konsolide metin
Bu çerçevede genel ve olağan yargılama organları dışında yer alması veya yargısal fonksiyon yanında başka görevler de yürütmekte olması onun mahkeme sayılmasına engel olmaz. Uyuşmazlık konusu olayı hem fiili, hem de hukuki açıdan inceleme yetkisine sahip bulunmayan organlar mahkeme sayılmaz[658]. Askeri hâkimlere MSB tarafından verilen disiplin cezalarına karşı mevzuatımızda hiçbir başvuru yolu düzenlenmemiştir. Askeri hâkimlere verilen disiplin cezalarına karşı başvurulabilecek idari veya yargı yolunun düzenlenmemiş olması, 13. Maddenin ihlali olduğu gibi hukuk devleti ilkesi ve hak arama özgürlüğüyle de bağdaşmamaktadır. Bu düzenleme yasamaya, Silahlı Kuvvetlerle ilgili düzenleme yaparken kişi hürriyetini sınırlayıcı disiplin cezası verebilme yetkisi tanıyan yasa çıkarabilme konusunda izin veren bir hüküm niteliğindedir. Maddedeki düzenlemede “…kanunla istisnalar getirilebilir” ifadesi emredici değil izin verici mahiyettedir[566],. Yasama gerekli görürse disiplin amirlerinin hürriyeti bağlayıcı nitelikte ceza verebilmelerine imkan tanıyan düzenlemeleri kaldırabilir. Kaldırdığı zaman da anayasaya aykırılık söz konusu olmaz. Askeri Yüksek İdare Mahkemesi oda hapsi disiplin cezasının iptali istemiyle açılan bir davada bu görüşü benimseyerek AİHS ile iç hukuk çatışmasının, yasa – sözleşme çatışması değil Anayasa – Sözleşme çatışması olduğuna oyçokluğuyla karar vermiştir[564]. Askerliğin, temel hak ve hürriyetleri sınırlayabileceği bir durum da Anayasa’nın 137.
- Yine ceza uygulamasında eşitlik ve adaleti sağlama bakımından, disiplin tecavüzlerinde hangi eyleme kaç gün süreyle hangi disiplin cezasının verileceğini gösteren ayrıntılı bir çizelge de bulunmaktadır.
- Maddesinde sayılan koşulları taşımadığından bu maddeye aykırı bir özgürlükten yoksun bırakma olup, eğer henüz ceza infaza başlanmamış ya da infazı devam etmekte ise, salıverilmesi için mahkemeye başvurma hakkı, eğer cezanın infazı kısmen dahi yapılmış olsa bile tazminat isteme hakkı bulunmaktadır.
Amiri, disiplin tecavüzünden dolayı ceza vermediği takdirde hiç kimse kınayamaz, sorumlu tutamaz. Kuşkusuz 477 sayılı Kanununda sayılan disiplin suçları bu kapsamın dışındadır. Dolayısıyla, genelde milletlerarası sözleşme kurallarının, özelde davacı vekilinin değindiği Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin anayasal değerde olduğunun kabulü ile yada Anayasa’nın 90/son maddesinin yorumu yoluyla Anayasa’nın Sözleşme kuralı ile çelişen bir hükmünün ihmal edilmesine ve sözleşme kuralının uygulanmasına hukuken olanak yoktur. Maddesindeki hükümden maksat, gerçekten ve her bakımdan askeri disiplin suç ve tecavüzlerinden ötürü verilen cezaların yargı denetimine mani olmaktır. Dolayısıyla metnin lafzından hareketle, bu kısıntıyı idarenin işlemin kılığını değiştirmesine cevaz verecek şekilde devlet memurluğuna ilişkin disiplin bozucu fiillerden ötürü verilen cezalara şamil etmek mümkün değildir. Aksinin kabulü, idarenin bu suretle denetimden kaçınmasını meşru saymak anlamına gelir. Daireler Kurulu diğer yüksek mahkemelerden farklı olarak bir itiraz ve temyiz mercii değildir. Bu durum AYİM’in ilk ve son derece mahkemesi olarak görev yapmasından kaynaklanmaktadır.
Maddesinde; “Bu fasılda madunlar hakkında tayin edilen ağır cezaların verilmesi için mafevkin rütbesi ve kıdemi herhangi bir suretle madunun malumu bulunması şarttır. Madunun mafevkin vaziyetini bilmediği sabit olursa hakkında tertip olunacak ceza umumi hükümlere tabidir” şeklindeki hüküm 477 SK’nın 63. Maddesi uyarınca disiplin mahkemeleri tarafından da uygulanır. [93] Burada kullanılan “ve” bağlacının “veya” olarak anlaşılması gerekir. Çünkü mevzuatımızda yer alan “amir ve üst” kelime öbeklerini “amir veya üst” olarak algılamak ve uygulamak hakkaniyete daha uygundur. Eğer, amaçsal yorum yapılmaz da sözel yorumla yetinilirse, amir konumunda olmayan üstlere karşı girişilen maddenin tanımladığı fiiller, cezalandırılmamış olacaktır. Böylece askerlik hizmetinin yürütülmesinde büyük sorumluluğu olan üstler korunmamış olacaktır.
Bu makamlara götürmek için yolda geçen süreler gözaltında tutma süresinin dışındadır. Yolda geçen sürenin hesabında yerel ve mutad taşıt araçları esas alınır. Buna imkan bulunmayan yerlere, her altı saatlık yaya yolu bir gün hesabıyla, otuz kilometrelik yol bir gün olarak değerlendirilir\. Poker ve blackjack masalarında şansını denemekten çekinme. paribahis\. Gibi olguların varlığı durumunda, tutuklama müzekkeresi kesilmesini gerektirir şartlar varsayılır. Kabahat türünden suçlarda; suçun karşılığında hafif hapis cezası bulunması şartıyla, ancak kaçma kuşkusunun varlığına ilişkin olgular gözönünde bulundurulur. Genel güvenlik gözetimi altında bulunanların bu durumu, hafif hapsi gerektiren suçları yönünden bir tutuklama nedenidir. Hakim kararı olmaksızın yapılan elkoyma işlemi sırasında ilgili kişi ya da bunun iyiyi kötüden ayırabilen (mümeyiz) hısımlarından biri hazır bulunamamış ya da hazır bulunup da elkoyma işlemine açıkça itiraz etmişlerse; durum düzenlenen elkoyma tutanağında belirtilir. Bu gibi durumlarda, yapılan elkoyma işleminin üç gün içinde; sulh hakimi ya da ilgili diğer hakime onaylatılması zorunludur.
Bugün için ise, disiplini temin için tutuklama yetkisinin 1982 anayasasında ilk defa yer alan 38. Fıkrası karşısında anayasaya aykırı olduğunu iddia etmek pek mümkün görünmemektir. 1982 anayasasının 38/8 maddesine göre “idare kişi hürriyetinin kısıtlanması sonucunu doğuran bir yaptırım uygulanamaz. Silahlı kuvvetlerin iç düzeni bakımından bu hükme kanunla istisnalar getirilebilir.” Bu maddenin gerekçesinde ise, “fıkra kişi hürriyetinin ağır tehdidini teşkil eden hapis cezalarının yalnız mahkemelerce hükmedileceği; yani bunun bir “idari müeyyide” olarak (mesela disiplin cezası) idare tarafından uygulanmayacağı esasını getirmektedir. Farklı bir disiplin rejimini bilen silahlı kuvvetler bu yasağın dışında bırakılmıştır” denmektedir. Buradaki “idari müeyyide” deyiminin parantez içindeki ifade dikkate alınarak sadece AsCK’nun 165. Maddesindeki disiplin cezalarını kasteddiğini söylemek zordur[576]. Hemen belirtmek gerekir ki AİHM bir disiplin cezasının kişi özgürlüğünü sınırlar boyuta ulaşıp ulaşmadığının tespitinde, kişinin içinde bulunduğu somut şartlar, ceza veya tedbirin niteliği, süresi, etkileri ve uygulanma tarzı gibi çeşitli faktörleri dikkate alınmaktadır. Engel kararında 12 gün süreli göz hapsi cezasını kişi özgürlüğünü ihlal eder boyutlarda bulmamıştır.
Herhangi bir nedenle çalıştıkları kurumun huzur, sükûn ve çalışma düzenini bozan memurlara kınama cezası verilebilir. Buradaki düzenlemede suçun unsuru, hafif nitelikteki huzur ve sükûnu bozucu fiillerdir[193]. Devlet memurları, TSK tarafından belirlenmiş tasarruf tedbirlerine uymak zorundadır. Ülkemizde yaşanan ekonomik sorunlar nedeniyle, Devlet memurlarının da alınan tedbirlere uymalarını sağlamak için öngörülmüş bir yaptırımdır. Örneğin, elektrik kullanımında israf gösteren memura uyarma cezası verilebilecektir.